📘"Belê" Kürtçe de ve Kur’an’da
ki Anlamı nedir ?
Kürdcedeki“Belê” kelimesi,Kur’an’
daki gibi hem etimolojik hem işlevsel
anlamda doğrudan Kürtçede
yaşayan bir kelimedir.
Bu da Kürtçenin kutsal metinler
deki izlerini ortaya koymaktadır.
📌 Kürtçe de Belê anlami :
Belê → “Evet”, “doğrudur”, “tasdik ediyorum”, “kabul ediyorum” anlamına gelir.
📜 Kur’an’da Belê :
A’râf 172: "Elestu bi Rabbikum ?
" Qalû : Belê şehidnâ...
(Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Dediler ki: Evet, şahitlik ederiz...)
Burada geçen “Belê” sadece “evet” demek değildir; aynı zamanda onaylama, tanıklık etme ve içsel
bir şahitlik anlamı da taşır.
Kürtçede bu anlam tüm duygusuyla hâlen yaşamaktadır.
Tu vê gotinê fêm kirî ? > Bu sözü anladın mı ?
Cavap/Bersiv : > Belê,ez fêm kir > Evet, anladım.
🔍 Etimolojik Yorum:
Belê kelimesi, Arapçadaki “na‘am” kelimesine alternatif olarak geçmiştir. Arapçadaki “belâ (بلى)” kelimesi, gramer olarak olumsuz bir soruya olumlu yanıt vermek için kullanılır.
Ancak “belâ” Arapçada sadece bu bağlamda kullanılırken,
Kürtçedeki “belê” çok daha geniştir:
Onay, bağlılık, sadakat, ruhsal teslimiyet ve hatta yemin anlamı taşır.
📚 Kültürel Bağlam :
Kürtçedeki “belê”, bir halkın
Tanrı’yla olan sözleşmesinin dili gibidir. Bu sözcük, sadece bir onay değil, bir hakikati sahiplenmedir. Kur’an’daki kullanımı da tam olarak bu anlama denk gelir.
08.06.2025 İ.Ateş
2. Qal û Belâ: Kürtçede Zamanın
ve Yaratılışın Dili
Kürtçede bir anlatıya veya olaylar silsilesine geçmiş zamandan bahsederken kullanılan deyimlerden biri **“Qala berê”**dir. Bu kalıp, yalnızca “geçmişte” demekle kalmaz, aynı zamanda zamanın ötesinde bir geçmişi, yani yaratılışın başlangıcına, henüz fiziksel varlıklar oluşmadan önceki manevî âleme de işaret eder. Kur’an’da geçen "Kalû Belâ" ifadesiyle birebir örtüşen bu yapı, Kürtçedeki derin kozmolojik anlatıların izlerini taşır.
🌌 Kalû Belâ (Qala berê) Ne Anlatır?
Kur’an'da, Allah’ın ruhlara “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorduğu, onların da “Evet (belê), şahit olduk” dedikleri o kadim sahneye Kalû Belâ denir (A'râf Suresi 172). Bu sahne, birçok kültürde benzeri olmayan bir ruhsal antlaşma anıdır. Kürtçede ise bu anlamı karşılayan ifade "qala berê" şeklinde dile gelir.
🗣️ QAL / Qalû: Konuşma, Söz Söyleme
Kürtçede "Qal" ya da "Qalû", “konuştu, söz etti” anlamına gelir.
Aynı kök Arapçadaki “qala” (قال) fiilinde de görülür.
Bu yönüyle Kürtçedeki Qal kelimesinin etimolojik olarak daha eski ve kökensel olduğu ve Arapçaya geçtiği savunulabilir.
🧱 BELA: Sınırlı Alan, Çevrili Yapı
ve "Sebep"
“Belâ” Kürtçede birkaç anlam barındırır:
Yapı anlamında: “Duvarla çevrili, sınırları belirli yer.”
Sebep-sonuç anlamında: “-den dolayı.”
> Örn: "Belê ku ez têm, wî wisan dike." (Ben geldiğimden dolayı böyle yapıyor.)
Bu yapı, "Kalû Belâ" ifadesinde de hem ruhsal alan hem de sebep-sonuç zinciri açısından yer bulur.
✨ Kürtçe ile Kur’an Arasında Kayıp Bir Hafıza
“Belê” kelimesi, Kur’an’da hem “evet” hem de tasdik, şahitlik anlamlarında geçerken, Kürtçede bire bir bu anlamlarda günlük olarak kullanılır. Öyle ki, “belê” demek sadece onaylamak değil, ruhuyla şahadet etmektir.
🔎 Sonuç:
"Kalû Belâ", yalnızca Kur’an’da geçen bir metafizik an değil, Kürt halk anlatılarında, deyimlerinde ve dil yapılarında yaşamaya devam eden bir kadim bilgidir. Kürtçe, bu yaratılış sahnesini içselleştirmiş ve onu “Qala berê” ifadesiyle hem tarihsel hem de ruhsal bellekte muhafaza etmiştir.
Devam edelim mi ?
08.06.2025 I.Ates
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder